8 Ocak 2020 Çarşamba

Bilirim Bir Kışa Hazırlanmayı

Selam Begüm. Gördüğün gibi sakin bir girizgah yapıyorum yazdıklarıma. Malumun olmak üzere zamanında sana seslenme konusunda yaşadığım zorluklar bu blogu yazmamı zorunlu kılıyordu. Bu yaşadığım tek zorunluluk değildi elbet. Her sene koca bir kış yaşamak gibi zorunluluklarım da var benim. Bilirsin kışı hiç sevmem ve yine bilirsin ki kışa hazırlığım her daim devam eder. Yaz ortasında zincirle yol almak gibidir benim kışlarım ne zaman çıkacağını hiç bilemem. 

Ben de bildiğin gibiyim, bitmeyen kışlarım ve bunun dışa vurumu depresyonlarım işte. Yine mi Murat diyeceksin şimdi. Evet Begüm yine. Kış işte daha ne olmasını bekliyorsun ki. Tüm kuzey yarım küre buz gibiyken sence benim içime bahar gelmesi mümkün mü? Koca yarım kürenin buz gibi kadınlarla dolu olmasının etkisinden bahsetmiyorum bile. İçimi ısıtmayan, buz gibi yapan kadınlardan. Hakkını yemeyelim bunlardan birisinin ısınayım diye bana atkı almışlığı da var ama sonra o atkı ile benim hayat damarıma düğüm atmaya çalışmasından bahsetmeyeceğim. Başıma örülen çoraplardan ve üşüyen ayaklarımdan da... Otuz beş yaşın kışında yalnız uyanılan sabahların "yeter lan yeter" hissi uyandırmasından da... Bakma bu yazdıklarıma ve yalnızlık olgusunu romantikleştirmeme. Romantiklik sadece yazıdan ibaret kaldı bende. Yoksa sabahın beş buçuğunda buz gibi yalnızlığın yüze çarpması gibi ayıltan başka bir şey yok adamı. 


Kış tüm kışkışlarıma rağmen çok fena Begüm. Tüm hışmıyla gelen soğuklar beni üşütünce ben de omuzlarımı dikeltip iki büklüm yürüyorum. Bu halimi görüp "Bir dahaki sefer daha sıkı giyin Murat" diyen sen ve diğer Begümler oldu. Herkese, hepsine buz gibi sakinlikle "Bir şey yok, iyiyim" diye cevap verdim. Soğuktan buz kesilip titreyen ellerimi yumruk yapıp pardesümün cebine koydum sonra. Ellerinin sıcak olduğunu söyleyen kadınlar da vardı ama yumruk yapmak daha çok işe yarıyordu. Bir çok sefer tecrübe ettiğim gibi... Şimdi ise, tüm bu tecrübeleri tekrar anladım, buz gibi kışın ortasında, yumruk şeklinde ellerim cebimde, buz gibi kadınların arasında yürürken... 



Şimdi tutalım bu diriliği artık. Zamanıdır.
Zamanıdır. Neredeyse kar başlar. Küçük kuşlar ölür.
Semerciler ve dilsizler ölür.
Seninle ben kalırız. Yeni bir yaşamaya. Gökler ve kentler ufalır. Seninle ben kalırız. O şarkı sanılanlar bir kavga halini alır. Neredeyse kar başlar. Birini düşünür gibi oluruz. 
Biliyorum ellerin de üşür. Biliyorum ama ısıtabilirsin onları. O ateşte. Hazırsın da. Biliyorum. Ama sana bir boyun atkısı gerek. Kış geldi.
(Turgut Uyar- Bilirim Bir Kışa Hazırlanmayı)